ben zaten cacığım!

21 Nisan 2011 Perşembe


her şey kendi kendime" benden bir cacık olmaz" dememle başladı. "sen zaten cacıksın" diye bir cevap alacağımı hiç düşünmezdim elbette.. ve bu "senden cacık olmaz" sözünün derinliğine inmemin bir başlangıcı olacağını da bilemezdim..


düşündüm..bütün insanları hıyar olarak gören bir sözdü bu.. (salatalık yeterli etkiyi yapamıyor) herkes birer hıyardı ve onlar da ikiye ayrılıyordu.. cacık olanlar, olamayanlar..
cacık olamayanlara ise aslında şunlar denmek isteniyordu:
e zaten hıyarsın.. bir işe yaramıyorsun.. hıyar olduğun yetmiyormuş gibi sana yoğurt katıyoruz, su katıyoruz, yağ katıyoruz, efendime söyliyim yerine göre dereotu, sarımsak katıyoruz, tuz katıyoruz lezzetlen, damağımıza tat kat, bizi bizden al, kurunun, köftenin, nohutun yanında iyi git diyoruz lakin sen bir cacık bile olamıyorsun..
çok vahim değil midir ya?

sonra tekrar düşündüm bir cacık olamamayı kabul etmek çok zor geldi.. ve günlerce ben zaten cacığım diye kendimi motive ettim.. şimdi çok mutluyum..

bir diğer mutluluğum ise, tüm insanları hıyar olarak gören ve bunu nükteli nükteli, alttan alttan sadece 4 kelimeyle anlatan atalarımı anlamakla gerçekleşti..

saygılar...

Gönderen elçin zaman: 05:09 0 yorum  

2010

30 Aralık 2010 Perşembe


bir yıl daha bitti ne kadar değişik değil mi? yıllar gelip geçiyor, biz her seferinde dileklerde bulunuyoruz da olmuyor yıl bizi dilediği gibi sürükleyip götürüyor işte.. ben artık vazgeçtim planlardan... yapılacaklar listem hiç olmadı zaten de geçen sene gerçekleşmesi gayet mümkün hayallerini gerçek yap demiştim.. çok az bir kısmı gerçek oldu evet ama çoğu hala hayallerimde beni bekliyor..

neyse ben 2010'da neler oldu yazısı yazıyorum şu an.. önce ülkeye bir bakalım benim aklımda kalanlarla..
  • aşk-ı memnu ve yaprak dökümü dizileri bitti.. üzüldük ağladık..
  • bursaspor şampiyon oldu sevindik..
  • basketbolda dünya ikincisi olduk, başımız göğe erdi..
  • 2010'da da terör olayları dinmedi, gençler öldü, taksimde bomba patladı..
  • ekonomide hissedebilen bir değişiklik olmadı işsizlik azalmadı..
  • üniversitelere sessiz sedasız türban özgürlüğü geldi..
  • türk silahlı kuvvetleriyle ilgili büyük iddialar ortaya atıldı, tutuklamalar, soruşturmalar bitmek bilmedi, şaştık kaldık..
  • elif şafak aşk adlı kitabını yazdı, herkes okudu.. mevlana ve şems bununla beraber popüler oldu..
  • istanbul avrupa kültür başkentiydi..
  • haydarpaşa garı yandı..
  • vikileaks olayı patladı, biz yalanladık, sonrada unuttuk..
  • ülkemde domates bitti, kilosu 10 liraları gördü..
  • hayvan da bitti, angüs ithal ettik, ama etin kilosu 30'un altına hiç düşmedi. tavuk yedik biz de..
  • baykal sansasyonel bir şekilde istifa etti, kemal kılıçdaroğlu chp başkanı oldu..
  • anayasa değişikliği kabul edildi, doğu illeri referandumu boykot etti..
  • üniversite gençliği yumurtalı eylemler düzenledi, onlara yumurtaları yeseydiniz daha zeki olurdunuz denildi..
  • mavi marmara gemisi israillilerin saldırısına uğradı, onu da unuttuk..
  • kpss, kopya skandalı yüzünden tekrarlandı, bir sürü genç mağdur oldu..
  • 1 mayıs kutlamalarının taksimde yapılmasına izin verildi.. ama biz gitmedik..
  • yılın direnişini tekel işçileri gösterdi, akıbetini ben takip edemedim..
  • bu sene kış gelmek bilmedi..
ve hatırlayamadığım diğer olaylar.. bir de kişisel tarihime bakayım neler olmuş?
  • bu yıl da kilo veremedim.
  • aşk hayatım iyi gitti.
  • bütün yıl boyunca işsiz dolaştım ama yıl sonunda bir iş buldum şükürler olsun ki..
  • yine parasızdım, iş buldum hala parasızım..
  • bu arada devlete de bir miktar borcum var..
  • hayatım yollarda geçti..
  • bir kaç nota gitar çalmayı öğrendim.
  • bu yıl da mızıka alamadım.
  • çocuk edebiyatına, fantastik edebiyata, masallara merak saldım.
  • hayatta işim olmaz dediğim harry potter serisini okudum, izledim.
  • bol bol animasyon izledim.
  • 27 tane kitap okudum. (pöf yine az yine az)
  • okulu yine bitiremedim.
  • ikisi fransız olmak üzere az sayıda yeni insanla tanıştım..
  • tatile gittim.
  • öyle bir geçer zaman ki'yi izledim..
  • resim kursuna yazıldım, resim yaptım..
  • geçici bir süre için çalıştım, aldığım parayı kitaba yatırdım..
  • kavga ettim, güldüm, eğlendim, ağladım, sıkıldım, üzüldüm, şaşırdım, mutlu oldum, mutsuz oldum, yaşadım işte.
2011 benim için, ülkem için, sevdiklerim için, herkes için daha iyi bir yıl olsun.. daha eğlenceli, müzikli, kitaplı, hayalli, daha paralı, daha dolu, sağlıklı, mutlu, kutlu, umutlu..

insan umut etmeden duramıyor işte:)

Gönderen elçin zaman: 16:05 2 yorum  

22 Ağustos 2010 Pazar

hayatı daha eğlenceli kılabilmek için bir kaç proje..

  • test sorularını yazan hocalar arada espri yapsın. öğrenciler sıkım sıkım sıkılıyor ders çalışmaktan zaten bir şıkka da eğlenceli bir şey yaz be adam. halini hatrını sor bi, nasıl gidiyor hayat filan de. güldür kızancıkların yüzünü patladılar ders çalışmaktan. hem sınav kaygısını da azaltmış olursun. hayırlara vesile ol.
  • toplu taşıma araçlarında özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde yeknesak, soğuk teyze sesi yerine eğlenceli müzik yayını yapılsın aralarda güle oynaya durak isimlerini hep beraber söyleyelim. toplumca kaynaşalım, sinerji yaratalım, gülelim, eğlenelim.
  • insanlar oruçluyken dışarı çıkmaları özellikle trafiğe çıkmaları yasaklansın. trafikte ekstra gerginlikler son bulsun.
  • kpss de öğretmenlerin espri kabileyetini ölçen sorular sorulsun. daha eğlenceli insanlar öğretmen olsun, memur olsun. maaşları da arttırılsın ki kamu dairelerindeki kasvet sona ersin.
  • bu şarkı da benden herkese armağan olsun.


Gönderen elçin zaman: 02:01 3 yorum  

her şey dahil hayat!

21 Temmuz 2010 Çarşamba


yazarım dediklerimi yine unuttum sevgili blog.. yazmayı bile unuttum hatta.. yazma hayallerimi de unuturum diye korkuyorum şu aralar.. kısır döngü insanıyım ne de olsa.. öyle düşünme elçin dediğini duyar gibiyim ya da etrafımda benden başka iyimser olmaya çalışan insan kalmadığından senin de bana böyle dediğini düşünmek istiyorum..öyle düşünmek istiyorum..

gel zaman git zaman, sen buralarda yalnız kaldığın zaman ben her bir şeyi dahil tatil yapmakla meşguldüm.. ordan da hayata dair bir şeyler çıkarabildim senin için.. bir şey dediğime bakma çok da içi dolu değil aslında.. ye iç sıç israf et.. kötü esprilere gülmeye çalış.. önüne çıkanı kabul et bir şey söyleme.. pis havuzda yüz.. özgürlük uzaklarda.. güneşin altında birlikte istif edildiğin o insanlarla mutlu ol..mutluluk dağıtılıyor avuç avuç.. mutlu ol sen de düşünme.. her şey dahil buraya.. mutluluk da dahil, huzur da.. aşk dahil değil ama deneyebilirsin istersen..gülücükler saçılıyor topla toplayabildiğin kadar.. neşe, sevinç her daim, içebildiğin kadar iç..
anlayamıyorum ki bi taraftan bütün dünya gözlerinin önüne seriliyor.. ve o dünyayı önüne serenler aynı insanları dört duvar arasında tutmak için elinden geleni yapıyor.. çıkabilme umudunu taşımaları mı onlara bu kadar para harcatan, kazandıran? anlamıyorum ben.. beceremiyorum her şey dahil yaşamayı alışmamış götte don durmuyor işte.. açıklayıcı olmadı biliyorum anlatabildiğimi sanmıyorum..neyse her şey dahil olmayan ıssız hayatıma döndüm sonunda.. bir haftalıktı nasılsa..olmayan paramla da rezil oldum.. beni kısır döngümde bırakın..beni kısır döngümde yıkasınlar hatta.. hoşçakal!

Gönderen elçin zaman: 02:18 1 yorum  

yeni blog..

9 Mayıs 2010 Pazar

benim neyim eksik dedim ve en özenti halimle bir kültür sanat blogu açtım duyurulur!

Gönderen elçin zaman: 03:50 0 yorum  

çirkinlik özgürlüktür!


çirkin ördek yavrusununo üzüntülü hallerine bakmayın siz kendisine ve bütün çirkin ördek yavrularına olaya iyi tarafından bakmalarını sağlayacak önerilerim var.

güzel mi güzel, alımlı mı alımlı, çekici mi çekicisiniz diyelim. böyle bir durumda dikkatleri üzerinize çekeceksiniz doğal olarak. insanlar gözlerini sizden alamayacak, girdiğiniz ortamın popüleri siz olacaksınız, her hareketiniz izlenecek, filan. tabi burda iletişim becerisi, ortamın -mazur görünüz- piçi olma durumu da eklenebilir erkek versiyon için özellikle. tamam oh mis. ammaaa işte ben o herkesin gözü üzerinde olma durumunun o kadar da istenilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. ne kadar göz önünde olursanız o kadar çok hatanız fark edilir. konuşmanızdaki tutarsızlık, saçmalama, tavrınızdaki abartı gibi. mesela bir şey yiyorsanız yanağınıza bulaşan ketçap, burnunuzun üzerinde sevimli bir sümük parçası, kıyafetinize damlamış bir leke, hanım versiyon için sütyen kaymasını düzeltmeye çalışma (erkek versiyonu söylemiyorum her halükarda yapmayın o hareketi arkadaşım:) gibi istenmeyen hareketler ya da durumlarda da göz önünde olacak strese girmeyecek misiniz? ayrıca hadi takmıyosunuz diyelim böyle şeyleri rahatsınız ya arkanızdan demezler mi sümüklü diye? oysa ki kenarda kalmak bu tür gizli kapaklı işleri halletmek için biçilmiş kaftandır. öyle tipleri izlemek de eğlencelidir ayrıca olayın içine girmez kenardan izler, keyfinize bakarsınız. yerim sizin popüleritenizi, rahatlığınızı, abartılı özgüveninizi. boşsunuz işte herkes de bunun farkında:) oh be söyledim kurtuldum:)
ayrıca çirkinlik sokakta rahat yürümek için de iyidir . kimse laf atmaz, arkanıza takılmaz, keyfinizi kaçırmaz. oh mis.
çirkinlik özgürlüktür başka da bi şey demem!! :)))

Gönderen elçin zaman: 02:24 0 yorum  

yurdum dizileri hakkında...

24 Mart 2010 Çarşamba

yaprak dökümü: ilk bölümleri hatırladığım kadarıyla (ki çok oldu herhalde başlayalı) başarılıydı fakat dizi tutup da reytingler uğruna uzatmaya başladıklarından itibaren boka sardı dizi.. o leyla oğuza 3. defadır kaçıyo.. yuh be kızım seninki de ne aşkmış demek istiyorum içimden geçen diğer argo terimleri törpüleyerek.. soruyorum necla kaçması iyiydi heyecanlıydı da neden sonra sürekli leyla? senaristlere sesleniyorum değişiklik yapın azcık.. ne bileyim şu ara fikret evini terk ettiğine göre o kaçabilir oğuza.. ya da aradan yıllar geçip ayşe büyüyüp serpilip oğuza kaçabilir.. oğuz dışında birisine kaçmasını düşünmüyorum ona rakip bi jön çıkamadı bunca bölümdür.. hatta hayriye hanım bile... tamam abartmıyorum:))

aşk-ı memnu: aslında bu dizi üzerine o kadar çok muhabbet geyik dönüyor ki benim pek konuşasım yok bu dizi hakkında.. yine de hatırı kalmasın dedim başlık açtım.. yalnız soruyorum o çocuk kimden (ben o kısmı kaçırmış da olabilirim tabi)? dna testi yapılsın ben istiyorum!

aşk ve ceza: isminde meymenet yok azizim bunun da.. sürekli suç ve ceza çağrışımı yapması bi yana konu da çok dandik.. kızımız babasına evlenmeden önce vermemek için söz veriyor.. bilmem kaç senelik nişanlısına bu yüzden vermediği için adam gidip başkasıyla aldatıyor bunu.. bu da o hüzünle gidip ilk gördüğüne veriyor.. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu a manyak kız.. madem tutmayacaktın o sözü nişanlına vereydin de bu olayları yaşamayaydın.. hamile kalması da cabası.. bu hamile kalma mevzusuna da az sonra geleceğim.. nurgül yeşilçaya da uyuzum ayrıca..

hanımın çiftliği: keyifli tarafları olduğunu kabul ediyorum.. ama orda da konuyu çarpıta çarpıta bir hal oluyorlar..romandaki zamanda geçmesini takdir ediyorum tarihi fonları hep sevmişimdir.. daha bu sezon başladı yanılmıyorsam, bir kaç senesi var kabak tadı vermesi için.. özgü namala bu dizi yüzünden antipati duymaya başladım o da ayrı bir konu.. pek bir şey bulamadım söyleyecek ben arada bi izliyim bu diziyi..

ezel: herkeslerin bayıla bayıla izlediği bir dizi de ezel.. dialogları çok zorlama buluyorum bu dizide.. ne yapsak da büyük büyük laflar etsek, o lafları karakterlere söyletsek diye çok kasıyorlar herhalde.. her bölümden sonra ramiz dayının söylediği özlü sözler şarkılar türküler eşliğinde orda burda dolanmaya başlıyor.. oralardan takip ediyorum.. miroğlular ve polat alemdarlardan sonra bir de küçük ezelcikler türemeye başladı etrafta.. yazıktır..

benim dizi dağarcığım bu kadar efendim.. ahkamımı kestim gidiyorum.. bir sürü insan çalışıyor çabalıyor bu diziler için emeklerine saygı duyuyorum tabi ama ortaya çıkan şeyler iç açıcı değil maalesef.. bu diziler bitince hatırımızda kalan sahneler değil olaylar olacak büyük ihtimalle ki bir filmi diziyi tekrar izleme isteği uyandıracak en önemli faktör akılda kalıcı sahnelerdir.. ben göremiyorum onları izlediğim kadarında en azından itirazı olan varsa beri gelsin..

son olarak hamile kalma mevzusuna değinip giderim buralardan.. ne bereketli karakterlerdir ki türk dizilerinin hatunları %90 ı tek gecede hamile kalıyor valla bravo.. ya da beyleri mi kutlasam.. ya daaaa sevişme sahnelerini biricik masum kızlarımızın yumurtlama dönemlerine denk getiren çok yaratıcı senaristleri mi bilemedim.. hayır bari ikincisinde olsun yahu illa doğurtacaksınız olay yaratacaksınız madem..

bu gecelik bu kadar uzun oldu yazı kendimden sıkıldım.. esen kalın..


Gönderen elçin zaman: 02:30 2 yorum