sayılar ve bende düşündürdükleri..

15 Ekim 2009 Perşembe

1 uyuz oluyorum 1e alt tarafı çıbık işte diyorum.. sonra bir hüzün kaplıyor içimi.. ulan diyorum çok yalnız değil mi? yanına bi 8 kondursak büyülü bir rakam olmaz mı?
2 biraz kibirli sanki, neyine güveniyo bilmiyorum, biraz da hırslı sanki 1den sora geldiği için.. içine atıp bastırmış ama yine de gizleyemiyo gibi..
3 biraz kilo vermeli, ya da yakışıyo ona ya vermesin.. sempatiktir, sevecendir.. birazda alıngan, hakların sonuncusu olmaktan sorumluluğu ağır..
4 içine kapanık, dışlamışlar sanki onu, en popülerlerin arkasında içinde yapamadıklarıyla kalakalmış bakmakta, özenmekte sanki..
5 gezgin ruhlu biraz, koyversen gidicek sanki, ardına bakmadan.. adam sendeci bi hali tavrı var umrunda değil dünya..
6 ton ton bir ihtiyar köşesinde oturan, etliye sütlüye karıştığı filan da yok.. ununu elemiş eleğini asmış sempatik bir ihtiyar..
7 aksi mi aksi, 6ya inat bir ihtiyardır sayılardan.. kızmakta gençlere, ağzında eksiksiz küfürlerle bağırmakta ve özlemekte geçmişi..
8 sayıların en mutlusu, yalnız değil birbirine dolanmış iki sevgili aşkı yaşamaktalar sanki.. dünyaya kapanmış kendi dünyalarını açmışlar..
9 en bilgesi içlerinde, tüm sırları içinde gizliyor, ketum ve gizemli.. heyecan uyandırıyor insanda, peşinden gidesi geliyor insanın..
10 ona gerek yok.. tek başına değil ki evlenip gitmiş yuvadan.. hep misafirmiş zaten..

Gönderen elçin zaman: 22:06 2 yorum  

mağazadan enstantaneler..

22 Temmuz 2009 Çarşamba



enstantane 1

söz konusu kasa zemin kattadır giriş kapısı da kasanın hemen yanındadır..





(m)üşteri: pardon bayan reyonu nerede acaba?
(k)asiyer: ikinci katta
m: ikinci kat nerde.
k: (içinden) nası yani ya (dışından) iki kat yukarıda hanımefendi..
m: hee tamam..


enstantane 2


k: hoşgeldiniz hanımefendi ödemeniz nasıl olacak?
m: bu ikisi hediye paketi olucak..
k: tamam hanımefendi, ödemeniz nasıl olucak?
m: yalnız etiketleri çıkartalım..
k: hediye paketi yaparken çıkartıcam hanımefendi..ödemeniz?
m: değişim kartı da koyarsanız..
k: (içinden) hay hediyene de sana daaaa (dışından) tamam ödemeniz nasıl olucak?
m: hee peşin..
k:(içinden)oh bee..


enstantane 3


söz konusu mağazada taksit ve peşin fiyatlar farklıdır ve etiket üzerinde yazılıdır..

k:hoşgeldiniz ödemeniz nasıl olcaktı?
m: fark etmez..
k: yalnız peşin ve taksitli fiyatları birbirinden farklı..
m: fark etmez ya peşin olsun..
k: peki beyefendi.....5 parça ürün 104 lira 80 kuruş..
m: çok oldu ya biz taksit yapalım..
k: peşin fiyatlarını okuttum beyfendi taksitli için işlemi iptal etmem gerekir..
m: edelim..
k: (içinden) hırrrr (dışından) peki..... 5 parça ürün 114 lira 60 kuruş..
m: hımm.. ayda kaç liraya geliyo?
k: 14 lira 25 kuruş beyefendi..
m: o zaman tek çekelim..
k: (içinden) boğarım seni.. (dışından zoraki gülümsemeyle) peki..

işlem tekrar iptal edilir, sıradakiler pöfürdemeye başlar, ama bay kararsızın işlemi sonunda bitmiştir..


enstantane 4


k: 7 parça ürün 98 lira 40 kuruş..
m: buyrun.. yalnız bu ikisi birlikte hediye paketi olucak, bu ikisini ayrı ayrı paketleyip bir poşete koyalım, bu üçünü de ayrı ayrı paketlenip ayrı ayrı poşetleyelim..sonra da hepsini büyük bir poşete koyalım..
k: (içinden) kendimi de ayrı ayrı paketleyim beni de götür nolur.. (dışından) peki hanımefendi..


enstantane 5


(kasa yoğundur)

k: hoşgeldiniz hanımefendi ödemeniz nasıl olucak?
m: kartla..
k: peşin taksitli?
m: taksitli ne kadar oluyo? peşin ne kadar oluyo?
k: kasada hesap yapabilmem için birini söylemeniz gerekli hanımefendi..
m: taksitli ne kadar oluyo..
k: peşin ve taksitli fiyatları farklı olduğu için işlemin en başında taksitli ve peşin olarak işlem giriyoruz ve ona göre hesaplıyoruz taksitli mi olsun?
m: taksitli ne kadar oluyo..
k: (işlem iptal etmek istemeyen kasiyer hesap makinesinde hesaplar) 76 lira hanımefendi..
m: peşin olsun o zaman..
k: (içinden) ne oldu taksit taksit beynimi yedin de..(dışından) peki..


enstantane 6


değişim için herkese kurulan cümle aynıdır.. müşteri gelir değiştireceği ürünü gösterir fişi verir.. kasiyer inceler ve der ki: tamam efendim ürününüz ve fişiniz yanınızda kalsın, yeni ürününüzü alıp tekrar gelin..
fakat bakınız nasıl anlaşılıyo:

m: değişim olucaktı bizim..
k: tabi buyrun.. değişim yapacağınız ürünü alayım ilk önce..
m: sizde kalabilir demiştiniz..
k: nasıl yani
m: biraz önce bizde kalabileceğini söylediniz vermicem ben bunu..
k: (içinden) ölmek istiyorum.. (dışından açıklamaya çalışır şaşkınlık içinde)


enstantane 7


m: ( kasada işlemlerle cebelleşen kasiyere) pardon bunun indirimli fiyatı nedir?
k: elinizdeki beyaz etiketli ürün, kırmızı etiketli ürünlerde %50 ye varan indirim var ve üzerinde indirim oranı, önceki fiyatı ve indirimli fiyatı yazıyo..ayrıca bir indirim yapmıyoruz..
m:( 2 dakika sonra tekrar beyaz etiketli ürünle birlikte) pardon bunun indirimli fiyatı nedir??
k: üzerindeki fiyat hanımefendi..indirimli ürünlerin üzerinde yazıyo..
m: ( evet yine beyaz etiketli ürünle) peki bunun indirimli fiyatı nedir??
k: (dışından) satış danışmanı arkadaşlar yardımcı olsunlar.. lale hanııııııııııııııııııııııım (içinden) imdaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaatt!!!


enstantane 8


kasa yoğundur tek kasiyer çalışmaktadır..arkalardan bir ses..
m: tek kasa mı çalışıyoooo..
k: (içinden) yok diğer 10 kasiyer şu an senden saklanıyo.. (dışından) evet hanımefendi tek kasa..



şimdilik bu kadar devam edecekk..
kasiyerleri delirtmeyelim, doğru düzgün alışveriş yapalım..
esen kalın:)

Gönderen elçin zaman: 00:43 5 yorum  

küçük kız ve pazarcı

30 Haziran 2009 Salı

hani küçükken böyle lastik bi ipe bağlı bi top vardı..böyle bileğe geçirilir ,çevrilip hop hop üstünden atlanırdı.. hatırladınız mı?
tamam..
bir cadde..
caddenin kenarındaki evlerin birinin balkonu..
kat 1..
6- 7 yaşlarında bir kız çocuğu..
ses:
-5 lira top 5 lira..
gelen geçen herkese böyle söyleniyo bu söz, topunu satacakmış 5 liraya..
ben geçiyorum tam..
-5 lira abla 5 lira, ayağına bile olur..
sana bile olur bu diyo, pazarlama taktiğini bulmuş daha o yaşta..
bu olay bana, vakti zamanında yine benzer bi şekilde tişört satmaya çalışan kadının beni görünce büyük beden de var diye bağırmasını ve vücut ölçülerimi bütün pazara ilan etmesini hatırlattı..
kızda o kadını gördüm bi an..
çok saolun ya..

Gönderen elçin zaman: 02:10 0 yorum  

kulak misafiri..

22 Haziran 2009 Pazartesi

kız: devam etse de böyle olucak bu, evlensek de böyle olucak dedim. bunun adı sevgi mi yani, sen bana işkence çektiriyosun dedim bu mu sevmek. asıl sevmek böyle bir durumda ayrılabilmektir , sen onu bile yapamıyosun dedim..bana hala..............

diyordu kız arkadaşlarına, acı çekmişti, öfkeliydi. kıza baktım, bana baktı anlatmaya devam etti. dinlemedim gerisini düşündüm sevmek gerçekten böyle bi şey miydi? böyle bir durumda ayrılabilmektir sevmek???
türlü türlüdür sevmek bazen böyle bir durumda ayrılabilmek, bazen herşeye rağmen devam etmek..etmeye çalışmak..
ben sonuncusundanım benim gibilere sülük de deniyo..
ama o kız o konuşmayı yaptıktan sonra barışır bence:) ayrılamaz..
neyse..
bir başka masada bir kadın bir erkek yeni tanışmışlar, sizli mizli konuşuyolar.

erkek: siz bence aslan burcusunuz, burçlar insanların suratlarına yansır(?)
kız: yoo değilim..
erkek: hımm, olaylara hakim olmayı seviyorsunuz, dinlemeyi biliyorsunuz, her şey hakkında yorum yapabiliyorsunuz..
kız: (bilmiş bir tavırla) ee başka, sizce ben nasıl biriyim?
erkek: işte yüzünüzden belli oluyor bunlar, kem küm..
kız: bankada ben de anlıyorum insanların yüzlerinden nasıl biri olduğunu; iyi niyetli mi, kötü niyetli mi, sinirli mi.. belli oluyor yani..( abartılı el kol hareketleri eşliğinde)

dinlemedim daha fazla, kalktım. bir ilişkinin bebekliğindeki ya da ana rahmindeki birbirine caka satma vaziyetleri. etkilemeye çalışmalar. oysa ilk buluşmalar samimi olmalı zira sonrası hayal kırıklığı oluyor. o etki tepkiye dönüşüveriyor..elimde olsa o kıza kaçıp gitmesini söylerdim..

insanlar çözmüş her şeyi azizim.. ahkam kesmeye bayılıyoruz insanoğlu olarak. he ben yapmıyo muyum hem de alasını:)

size de oluyor mu bilmem ama ben bazen durup etraftaki sesleri dinlemeyi seviyorum.. dinlemiyorum canım kulak misafiri oluyorum:)

Gönderen elçin zaman: 23:33 0 yorum  

parçalı bulutlu

18 Haziran 2009 Perşembe

bunu izlediğimi görenler daha büyümedin mi diyor.. hayır büyümedim, büyüyemedim ve sanırım büyüyemeyeceğim..

ben istemez miyim sorumluluk almayı, efendime söyliyim herkesin istediği gibi olmayı, söz dinlemeyi, kuzu kuzu oturmayı, sorun çıkarmamayı, hırçınlaşmamayı, şımarmamayı..

istemem evet.. ben çocuk kalmayı seviyorum galiba..bu bir çok şeyi kaybetmek demek olsa bile..

videoyu çok sevdim paylaşmak istedim.. pixar harika işler çıkartıyor kendilerini yürekten kutluyor, onlara pamuk şeker almak istiyorum.

biri de bana pamuk şeker alsın ya, daldan dala atlıyorum biliyorum ama bizim okulun oraya gelirdi hem de arabasıyla gözümüzün önünde yapardı şekeri. izlerdik o çubuğa dolanışını pamuk pamuk, renk renk olurdu o şekerler, pembeyi sevdiğim zamanlardı..

kendime en pembesinden bir pamuk şeker almak istiyorum, en pembesinden bir tişört giymek, saçlarımı iki yanımdan örmek, o çok sevdiğim leylak bahçesine gitmek, pastaneden en ucuzundan bir dondurma almak, arka sokaklarda kimseye görünmeden yemek, çok gizli bir iş yaptığını zannetmek..dondurma külahının sonunu pis diye atmak:) öyle söylemişti ablalar.. fasulye olmak saklambaç oyununda..sobelenip sobelenip ebe olmamak..ezanda eve gitmek ya da gitmemek..

şu hüznü alın üstümden ya arabeske bağlamadan geyik yapamıyorum..

esen kalın..

Gönderen elçin zaman: 01:21 7 yorum  

erkekler ve intihar üzerine

14 Haziran 2009 Pazar

  • evlenilecek kız eğlenilecek kız filan diye dünyanın en sığ tasnifini yapan erkekler o eğlenilecek kıza sormuşlar mıdır hiç eğleniyo musun diye? ya da benimle eğlenir misin diye?
  • bu arada burdan semaya erkeklere bakış açımı daha da genişlettiği için teşekkür etmek istiyorum. şöyle ki: biz onları anlayamıyoruz çünkü onlar kadar basit düşünemiyoruz..budur!
  • filmlerde intihar eden herkes, kim olursa olsun herkes o ipi çok muntazam bir şekilde bağlamayı bilir. o düğüm tam da olması gerektiği gibidir. ben niye bilmiyorum diye düşünüyorum. ilkokulda öğrettiler de okula mı gitmemiştim o gün nedir bu işin sırrı?
  • bu arada her daim o ipi asacakları bir yer bulunur. bizim evde mi bir sorun var acaba?
  • yok yok intihar etmicem..
  • bi de burdan isviçreli bilim adamlarına araştırmaları için bir konu vermek istiyorum zira bu konuyu düşündükçe daha da merak etmeye başladım. filmlerde en çok hangi intihar şekli kullanılmıştır? kendini asmak, ilaç içmek, bilekleri doğramak, kendini bi yerden atmak??
  • ben kendini asmanın önde çıkacağını düşünüyorum diğerleri sonradan çıktı azizim yoktu öyle şeyler eskiden..

Gönderen elçin zaman: 00:38 0 yorum  

kendini kandırmak...

6 Haziran 2009 Cumartesi

yazarım dediklerimi unutmuyorum artık ama bu tembellik illetini biri alsın benim üzerimden.. bu arada üzerimden alınması gereken ne kadar çok şey varmış onu fark ettim..

bu kötümserlik, bu kaygılar, baş belası tembellik, kendimi kapattığım bu kafesin tamamı..

ruh ameliyatı yaptıramıyo muyuz? neyse parası verelim, maaşlı bi insanım ben artık...

televizyonda "kocam size emanet" diye bir program başladı, biraz önce onun finalini izledim..

almışlar koca koca "koca"ları değiştirecekler.. yok canım külahıma anlat..

şekil kısmını geçtim zira şeklen değişmek kadar kolay bir şey yoktur ( he he kiloları bundan muaf tutsam olur di mi?) ama yok efendim eşlerini dinliceklermiş de, onlarla ilgileniceklermiş de, paylaşıcaklarmış da, bidi bidi konuşuyolar..biz kadın milleti kendimizi kandırmayı pek severiz..ve erkekler de bunu çok iyi bilir, sonuna kadar da kullanırlar bunu ortaya hayal kırıklıklarından başka bir şey kalmaz.. tecrübeyle sabitledim ben siz zahmet etmeyiniz.. işte televizyonda da bu kandırılış anlarını seyrediyoruz işte, kendimizde bunun gerçekliğine kanarak..


bu böyledir:)

bir de konuyla ilgili olarak bakınız:


kullanılan malzemeler:

mustafa kutlu- bu böyledir (dergah yayınları)

kanal d- kocam size emanet (hafta içi her gün 22:45)

erkekler ne söyler kadınlar ne anlar (http://http//www.sinema.com/film/7119/erkekler-ne-soyler-kadinlar-ne-anlar)

Gönderen elçin zaman: 00:36 2 yorum