ne alakası yok 2

31 Ekim 2009 Cumartesi

  • bir alt geçitten geçerken bir ilandaki yazıyı yanlış okumamla bir ampül yandı kafamda.. hasarsızlık indirimini, başarısızlık indirimi okudum ve düşündüm.. ahanda dedim hakikaten neden başarısızlık indirimi olmasın ki.. dershanelerde indirim hep derece alanlara verilir. oysa onlar belli ki ilk girişlerinde kazanacaklar.. halbuki sondakiler senelerce uğraşacaklar onlara yapsalar ya indirimi..yazık değil mi..
  • yeni açılan mağazaların "açıldık" yazan ilanlarına kılım.. ayrıca insanda daha değişik şeyler çağrıştırıyor ya da ben çok kötü niyetliyim..
  • işte o açılan mağazaların bi de kapanma evreleri var ki o daha gıcık.. bizim burda bir mağaza var, bir yıldır kapanıyor..
  • psikolojik hazırlık yetimi kaybettim.. kışa, sınavlara, işi bırakmaya, geleceğe hiç bi şeye hazır değilim.. illa hazır olmak gerekir mi tartışabilirim..
  • karar verdim ki içi temiz, dışı kaba bi milletiz..
  • bu kadarcık, bir daha saçmalamada görüşmek dileğiyle, esen kalın..

Gönderen elçin zaman: 23:28 0 yorum  

bir şiir..

23 Ekim 2009 Cuma

UMUŞ

Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır

Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.

Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.

Edip Cansever

Gönderen elçin zaman: 22:24 0 yorum  

kapak..

21 Ekim 2009 Çarşamba

tramvaydayım, eminönünden bindim cevizlibağa doğru yola çıktık.. deli bir amca var 71 yaşındaymış öyle diyor.. kendi kendine yüksek sesle çok da rahatsız edici bir şekilde değil de arkadaşınız yanınızda olsa konuşacağınız bir tonda konuşuyor. kendi hayat hikayesini anlatıyor, bir ordan bir burdan karşısında biri varmış gibi.. hangisi doğru hangisi hayal diye düşündürtüyor insana.. abisi askermiş ölmüş, annesi hastaymış göstermemişler, taksimde bilmem ne gazinosunda bilmem kim çıkarmış da giderlermiş.. hasankaleye gitmişler arkadaşlarıyla..
önümde oturan esmer gençten bir adam kabaca:
-amca sus artık seni mi dinlicez.. dedi.
deli amca:
-sana ne be sen köyüne git, burası istanbul...
diye konuşmaya başladı.. bir 10 dakika kadar o adamı muhattap alarak konuştu konuştu.. dikkati dağılmış, başka konulara geçmekle birlikte aralıksız konuşmaya devam ederken aynı adam bu sefer daha yumuşak bir tavırla:
-amca yoruldun artık konuşmaktan dinlen biraz.. dedi
deli amcam durdu, şöyle bir baktı ve:
-tamam ulan sen kal burda ben gidicem söyle bakalım nereye gideyim?
diye tekrar konuşmaya başladı.. muhalif doğulu adam tramvayı terk etmek zorunda kaldı.. tramvayın bütün sakinleri zevkli bir yolculuk yapıyordu aslında, herkes gülüyordu yaşananlara..
bu yolculuk deli adamın ağlayan çocuğa mendilden tavşan yapmasıyla son buldu..
böyle tatlı bir delilik herkese nasip olmaz..

Gönderen elçin zaman: 19:09 0 yorum  

bi kaç tavsiye..

  • bir toplu taşıma aracında tekseniz ve komik bir olay cereyan etmişse, aynı anda o olaya gülen tanımadığınız bir insanla göz göze gelir ve gülersiniz ya ne kadar sıcacık bir paylaşımdır o.. zira gülmek tek başına yapılması garipsenen bir hadise olduğundan insana bir beraberlik duygusu da aşılar.. otobüsteki o anın tadını çıkarın..
  • biri daha önce yaşadığı komik bir olayı gülerek anlatır, size komik gelmediği için bön bön bakarsınız öylece.. o da şu cümleyi kurar " aslında komikti böyle anlatınca olmadı".. bu cümleyi duymadan o insanın anlattığına gülün.. paylaşın işte gülücüğünüz mü eksilir..
  • gün batımının kızıllığındai deniz kenarında güneşi izlerken yeşil ışığı görmeye çalışın sevdiceğinizle.. sanki biri güneşi ufka sığdırmak için bastırıyormuş gibi gelmiyor mu size de?

Gönderen elçin zaman: 18:58 1 yorum  

sayılar ve bende düşündürdükleri..

15 Ekim 2009 Perşembe

1 uyuz oluyorum 1e alt tarafı çıbık işte diyorum.. sonra bir hüzün kaplıyor içimi.. ulan diyorum çok yalnız değil mi? yanına bi 8 kondursak büyülü bir rakam olmaz mı?
2 biraz kibirli sanki, neyine güveniyo bilmiyorum, biraz da hırslı sanki 1den sora geldiği için.. içine atıp bastırmış ama yine de gizleyemiyo gibi..
3 biraz kilo vermeli, ya da yakışıyo ona ya vermesin.. sempatiktir, sevecendir.. birazda alıngan, hakların sonuncusu olmaktan sorumluluğu ağır..
4 içine kapanık, dışlamışlar sanki onu, en popülerlerin arkasında içinde yapamadıklarıyla kalakalmış bakmakta, özenmekte sanki..
5 gezgin ruhlu biraz, koyversen gidicek sanki, ardına bakmadan.. adam sendeci bi hali tavrı var umrunda değil dünya..
6 ton ton bir ihtiyar köşesinde oturan, etliye sütlüye karıştığı filan da yok.. ununu elemiş eleğini asmış sempatik bir ihtiyar..
7 aksi mi aksi, 6ya inat bir ihtiyardır sayılardan.. kızmakta gençlere, ağzında eksiksiz küfürlerle bağırmakta ve özlemekte geçmişi..
8 sayıların en mutlusu, yalnız değil birbirine dolanmış iki sevgili aşkı yaşamaktalar sanki.. dünyaya kapanmış kendi dünyalarını açmışlar..
9 en bilgesi içlerinde, tüm sırları içinde gizliyor, ketum ve gizemli.. heyecan uyandırıyor insanda, peşinden gidesi geliyor insanın..
10 ona gerek yok.. tek başına değil ki evlenip gitmiş yuvadan.. hep misafirmiş zaten..

Gönderen elçin zaman: 22:06 2 yorum